EBİLTEM blog sayfasına hoşgeldiniz.

Üniversite-Sanayi İşbirliği, Teknoloji Transferi, Patent, Avrupa Birliği Projeleri, Teknoloji Trendleri ve İnovasyon...

ShareThis

13 Aralık 2013 Cuma

Patent Vekilinin İcat Yapmasını Beklemeyin, Patentten Maksimum Değeri Alın!


Patent Vekilinin İcat Yapmasını Beklemeyin, Patentten Maksimum Değeri Alın!

Patent hakları ticari olarak iki ana güç sağladığı yönünde algılanıyor: İlki rakiplerinizin sizin teknolojinizi kullanmasını engellemek, ikincisi ise teknolojinin ayrıcalıklarını kullanmak isteyenlerin gelirlerinden pay almak!

Son yıllarda bu algı değişiyor. Patentler hak sahiplerine yasal haklar sağlamanın yanında bağımsız  ticari varlıklar olarak da görülmeye başlandı.  Artık patentler, gayrimenkuller gibi değerlendirilerek bankalarda teminat olarak kullanılabilecek.   Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün Mart 2013'te yapmış olduğu konuşma da bu değişimin Türkiye'de de orta vadede uygulamaya geçeceğinin habercisidir (http://www.sanayi.gov.tr/NewsDetails.aspx?newsID=7083&lng=tr ).

Yeni patent yasasını (http://www.tpe.gov.tr/dosyalar/taslaklar/Patent_Kanun_Taslagi.pdf ) hala beklemekte olduğumuz bugünlerde Teknoloji Transfer Ofisleri olarak  Üniversite bünyesindeki Fikri Mülkiyet Haklarının tespiti ve ticarileştirme potansiyellerinin kullanımına yönelik çalışmalar da hızla devam ediyor. Peki bu kadar değerli hale gelen patentlerimiz gerçekten değerli mi?

Patentlerin pazar değerleri, tekniğin bilinen durumu ile karşılaştırıldığında bulunan seviye farkına, istemlerinin kapsamına ve bu istemlerden etkilenen mevcut ve gelecek ticari pazarların varlığına bağlıdır. Bu da bizi patentin kalitesinin doğrudan değerine etki ettiğini göstermektedir. Türkiye'de patent sayılarının arttırılmasına yönelik yapılan farkındalık çalışmaları ve teşvik mekanizmaları bugüne kadar her ne kadar patent sayısında artış sağlasa da patent kalitesi için aynı kaliteden bahsetmek zor.

Patent ile markayı karıştıran siyasilerin, yöneticilerin varlığında geçen yıllarda artan patent başvuru sayıları bize galibiyeti getirmeyecektir. Devlet hibelerinin de revize edildiği ve Ar-Ge, FMH ve girişimcilik konularında artık ticarileşme potansiyeli/yaratacağı değere göre desteklerin değerlendirmeye başlanması önemli adımlar olarak görülebilir. Bu kapsamda, 1802 kodlu patent teşvikinin yerini de 1602 kodlu yeni patent teşviki Ocak 2014 itibari alıyor. Yeni teşvik sistemi ile sonuç odaklı olarak patent hakkı alan başvurular ödüllendirilerek tescilli patentlerin desteklenmesi ve patent kalitesinin de arttırılması hedefleniyor. Yine, Türk Patent Enstitüsü de inceleme raporlarını kendi içinde verecek şekilde yeniden yapılanmaya gidiyor. Bu geçiş sürecini de merakla takip ediyor olacağız.

Değişen kanunlar, teşvik mekanizmaları, Teknoloji Transfer Ofislerinin tecrübe kazanması, Teknoloji lisanslama, girişimcilik gibi kavramlarda gelişen farkındalık ve yavaş yavaş oluşmaya başlayan ekosistem ile değerli patentler de artacaktır. 2012 yılında EBİLTEM olarak organize ettiğimiz AreGE etkinliğimizde gerçekleştirdiğimiz 'Üniversite Patentleri Yarışıyor' yarışmasında 18 üniversiteden başvurusunu aldığımız  140 patent başvurusunun incelemesinde başvuruların çoğunun ticarileşme potansiyeli olmadığı görülmüştü. Ticari potansiyeli olanların ise patent kalitesinin düşük ve koruma alanının dar olması nedeni ile sürdürülebilirliği yoktu.

Bu başvuruların öne çıkan ortak özellikleri;
1) Patent sahipleri patent başvurusu yaparken destek almamıştı ya da patent vekilinin yaptığı çalışmaya dahil olarak katkı vermemişti.
2) Birçoğu, başvuruyu ticari bir getiri sağlamak üzere amacı ile gerçekleştirmemişti.
3) Tescilli başvurularda kabul edilen istemlerin kapsamı dikkate alınmamıştı.
4) Rüçhan haklarından bilgileri olmaması nedeni ile sadece Türkiye koruması ile sınırlı korumaya sahipti.

Peki, Patent kalitesini arttırmak ve değerini maksimuma çıkarmak için hangi adımları atmalıyız?

1) Patent Vekili ile maksimum etkileşim: Öncelikli olarak başvurunuzda Patent Vekili ile çalışma gibi bir zorunluluğunuz yok. Ancak patentin kendine has bir dili olduğunu ve özellikle istemler de yanlış kullanılacak bir kelimenin bile istemin kapsamını daraltabileceğini ve patentin çevresinden dolanmayı kolaylaştıracağının farkında olmak gerekiyor.
Eğer bir patent vekili ile çalışıyorsanız başvurunuz ile ilgi bir teknik bir bilgisinin olması patentin potansiyelinin tam olarak çıkarılmasına yardımcı olacaktır. Tabii patent vekilinden sizin için icat yapmasını bekleyemezsiniz, onun görevi sizin icadınızı maksimum koruma hakkı sağlayacak şekilde hazırlamaktan ötesi değildir. Bu nedenle taslak aşamasında maksimum bilgi paylaşımı ve sonrasında da patentin icadınızı tam olarak yansıtıp yansıtmadığının kontrolü yine buluşçu olarak sizin sorumluluğunuzda olacaktır.

2) Ticari Faydayı Unutmayın: Başvuru sahipleri başarıyı patent almak olarak tanımlarken aslında geçerliliği süresince ticari fayda sağlamayacağı öngörülen bir başvuru yapmanın giderden başka bir getirisi olmuyor. Ticari değerin sadece direk gelir elde etme anlamında anlaşılmaması gerekiyor. Bu noktada maddi getiri yanında ticari fayda olarak pazardaki hareketinizi kolaylaştıran ya da rakibinizin hareketini zorlaştıran patentler de ticari bir fayda olarak görülmelidir.

3) Güçlü İstemleri Garanti Edin: İstemlerde belirtilen her noktanın tarifnamede ayrıntılı olarak açıklanması şarttır. Tarifnamede paylaşılan teknik içeriğin istemleri tam olarak destekliyor olduğunun ve bilginin doğruluğunun kontrolü buluş sahibine ait olacaktır. Bu nedenle özellikle Patent Vekilleri ile çalışırken icadın kapsamının ve istenen koruma alanının net olarak paylaşılması ve çalışmaların kontrollerinin yapılması gerekir. Önemli bir nokta da en iyi kullanım modunun farklı kullanım alanları ile beraber tarifname de belirtilmesi ve yapılan çalışma (test/deney vb.) sonuçları ile desteklenmesi gerekmektedir. Yine olası alternatif kullanım alanlarının da bu bölümde belirtilmesi patentin kapsamını genişletecektir.

4) Rüçhan Süresine Dikkat Edin: Başvuru tarihinden itibaren başlayan 12 aylık süre sizin rüçhan hakkı ile coğrafik olarak koruma alanınızı genişletmek için farklı ülke başvuruları yapmanız veya EP(Avrupa Patent Sistemi)/PCT(Uluslararası Patent Sistemi) başvurularına geçişiniz için tanınan süredir. Bu süre sonrasında başvurunuzun tescil edilmesi durumunda korumanız sadece giriş yaptığınız ülkelerde geçerli olacaktır ve bu koruma alanı genişletilememektedir. 
Çok uluslu başvurularda PCT sistem seçeneği önemli bir araç halini almaktadır. PCT tercih edilen diğer ülkelere giriş için ilk patent başvurusundan itibaren 30 aylık bir süre kazandırmaktadır. Bu süre hem başvuru ile ilgili ticarileşme faaliyetlerinin yürütülmesi hem de diğer ülke girişleri için çeviri gibi konularda hazırlık zamanı olarak büyük avantaj sağlamaktadır.

Paylaşılan bu noktalar patentin kalitesini ve buna bağlı olarak değerini arttıracaktır. Özellikle internet ve mobil girişimciliğin yoğun ilgi gördüğü ancak teknoloji temelli girişimciliğin de önem kazanmaya başladığı bu geçiş zamanlarında Fikri Mülkiyet Haklarının yönetimi ve elde edilen hakların kullanımı kapsamında belirtilen önemli noktalar, hem araştırmacılar hem de girişimciler tarafından dikkatle izlenmelidir.




Aykut Gülalanlar  | Birim Yöneticisi | Lisanslama ve İş Geliştirme
Elektrik&Elektronik Müh. | Endüstri Müh. Y.L. | PMP | Patent Vekili |

--------------------------------------------------------------------------------------------------