‘’Sürdürülebilirlik’’
tek başına düşünüldüğünde dahi içerisinde pek çok şeyi barındıran bir kavram. Gelişen
ve değişen dünyaya ayak uydurabilmek adına insanoğlu varoluş anından beri
sürekli bir çaba içinde. İlk çağlarda belki de tam olarak sırrını
kavrayamadıkları doğa ile zaman zaman savaş içine girmiş doğayı kendi istediği
biçime sokmaya çalışmıştır. Teknolojinin gelişimiyle beraber maalesef enerjinin
ve kaynakların müsrifçe kullanılmasıyla yaşadığımız çevreye verilen zararlar
artmıştır. Zorunlu da olsa insanoğlunun
var olan yaşam biçimini değiştirmesi gerektiği fikri yaygınlaşmıştır. Zira
kaynakların bu kadar hızlı tüketilmesi gelecek nesillerin hayatlarını bir hayli
olumsuz etkileyecektir. Farkındalığın artmasıyla son yıllarda sürdürülebilir
kalkınma ön plana çıkmıştır. Sürdürülebilirlik kavramının genel hatları ilk
olarak Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987’de yayınladığı “Our Common
Future” ortak geleceğimiz isimli Brundtland Raporu’nda çizilmiştir. İnsan ile
yaşadığı çevre arasında denge kurarak doğal kaynakları tüketmeden, onların
gelecek nesillere de aktarımını sağlayacak şekilde bugün ki ile gelecek yaşamın
planlanması anlamını taşımaktadır. Sürdürülebilir kalkınma pek çok boyutu olan
kavramdır. Sadece çevresel ya da
ekonomik boyutunu düşünmek yanlış olur. Sürdürülebilirlik sosyal, çevresel,
ekonomik, mekânsal ve kültürel boyutları ile düşünülmesi gereken bir kavramdır.
Son yıllarda sürdürülebilir kalkınma konusunun sektörel politikalara girmesi
için çok yönlü çalışmalar yürütülmektedir. Var olan kaynakların en verimli
şekilde kullanılarak devamlılığının sağlanması için her sektör kendi sorumluluğunu
yerine getirmeye çalışmaktadır. Mevcut
kaynakların doğru ve verimli şekilde kullanılması demişken bence en dikkat
edilmesi gereken kaynakların başında enerji gelmektedir. Sürdürülebilir enerji
kaynakları temel olarak yenilenebilir enerji kaynakları olarak da adlandırılır.
Yenilenebilir enerji kaynakları hepimizin bildiği gibi rüzgar enerjisi, güneş
enerjisi, jeotermal enerji vb. gibi düşünülebilir. Bu kaynaklar toplumun farklı alanlarında
farklı sektörlerde kullanılmaktadır.
Dünyada
üretilen enerjini %50 si binalarda kullanılmaktadır. Ayrıca dünyada üretilen
malzemenin de % 50 si bina üretiminde kullanılmaktadır. (Cebeci,2005;
Erengezgin, 2005 ). Dolayısıyla enerjinin verimliliğini arttırmak yapılaşmanın
şehir planlamasının da doğru yapılmasına bağlıdır. Bu nedenle son yıllarda “Yeşil mimari”,
“sürdürülebilir enerji”, “ekolojik tasarım” gibi kavramlar, gündeminde hayli
geniş bir yer tutmaya başladı. Yoğun bir yapılaşmanın gözlemlendiği düşünülürse
haksız bir yerde sayılmaz. Yeşil Mimari sürdürülebilir mimari kavramı geçmiş
mimari anlayışını da içinde barındıran küresel ısınma gibi çevre sorunlarına ve
yoğun yapılaşmaya bağlı olarak meydana gelebilecek çevresel sorunlara, enerji
kaynaklarının verimsiz kullanılmasına çözüm getiren planlı bir yapılaşma şekli
olarak tanımlanmaktadır. Doğadan en verimli şekilde yaralanan ve enerji
sarfiyatı yapmayan yapılaşma şeklidir. Sürdürülebilir genel olarak toprak
korunumu, enerji korunumu, malzeme korunumu, su korunumu, atık miktarının
azaltılması ve insan sağlığı ve konforu gibi ana başlıkları içinde
barındırmaktadır.
Özgür GÜVENENLER
Dünyada Üretilen Enerjinin Farklı
Sektörlere Göre Tüketimi
Sürdürülebilir
mimarlık (Sev, 2009)
Araştırmalar
gösteriyor ki sürdürülebilir mimarlık kriterleri uygulama metotları
incelendiğinde ilk başta maliyet yüksek gibi görünse de zaman içinde
kaynakların doğru kullanımı ve enerji tasarrufu sayesinde ekonomik hale
gelmektedir.
Sürdürülebilirlik
kavramı yazının başında da belirttiğim gibi o kadar geniş bir kavram ki
disiplinler arası bir doğaya sahip dolayısıyla pek çok alanda birden çözüm
getirilmez ise bu konuda başarılı olmak pek de mümkün görünmüyor.
Toplamak
gerekirse sürdürülebilirlik alanında yetkin farklı disiplinlerde meslek
adamlarının yetiştirilmesi, uzmanlık alanları farklı kişilerin değişik
platformlarda bir araya gelerek bu konuda standartların oluşturulması ve bu
standartların değişik sektörlere adaptasyonuna önem verilmesi için teşvik edici
yasa ve yönetmeliklerin düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Kaynakça
Sev,
A. ve Başarır, B., (2011). “Geçmişten Geleceğe Enerji Etkin Yüksek Yapılar ve
Uygulama Örnekleri”, X. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi 13/16 Nisan,
İzmir.
Sev,
A., (2009), Sürdürülebilir Mimarlik, Yem, İstanbul.
H.
Bege Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İzmir Yüksek Yapılarda Sürdürülebilirlik, One
Bryant Park Binası Örneği
SEV
A., ÖZGEN A. 2003, “Yüksek Binalarda Sürdürülebilirlik ve Doğal Havalandırma”,
Yapı Dergisi, Eylül 2003, S.262, s/92-99
Faydalanılan Linkler
Özgür GÜVENENLER
0 yorum:
Yorum Gönder