Teknolojinin ilerlemesi hayatımıza yeni kolaylıklar
katmasına rağmen eskinin yerine hızla yeninin gelmesi elektronik çöplüğünün
oluşmasına neden olmakta, çevreyi ve sağlığımızı olumsuz olarak etkilemektedir.
Elektronik
atıklar yer kaplamaları ve zehirli maddeler içermeleri nedeniyle dünyada
gittikçe büyüyen bir sorun haline gelmektedir. Uzmanlara göre dünyada hızlıca
artış gösteren elektronik atıklar (kullanılan bilgisayar, monitör, yazıcı ve
cep telefonları vs.) çevre için oldukça tehlike arz etmektir. Araştırmalar yılda
yaklaşık 20 ila 50 milyon ton elektronik çöpün doğaya karıştığını
göstermektedir. Dünyanın nüfus olarak en büyük ülkesi Çin’de kendi
nüfusunun çoğunluğundan kaynaklanan elektronik çöplüğünün yanı sıra dünyanın dört
bir yanından gelen atıkları da Guiyun kentinde barındırmaktadır. Kent halkı
küçük işletmelerinde elektronik atıkların üzerindeki bakır ve altın gibi
değerli maddeleri ayrıştırarak ekonomik gelir elde etmenin peşindelerken, geçim
kaynağı haline getirdikleri atıkların ayrıştırılması işi sağlıklarını oldukça
olumsuz yönde etkilemektedir. Guiyu’da yaşayanların % 88’inde cilt kanseri,
sinir, solunum ve sindirim sistemi gibi rahatsızlıklar görülmektedir. Bu sorun
sadece Çin’in Guiyu kentinin sorunu değil dünyadaki az gelişmiş olan ya da
gelişmekte olan Afrika ülkelerinin de büyük bir sorunudur. Çin’in Guiyu kenti
gibi Gana’nın başkenti Akra’nın eteklerinde dünyanın en büyük elektronik
çöplerinden biri bulunmaktadır. Batı dünyasının gelişmekte olan ülkelere
yaptığı bilgisayar bağışları, bugün dünyanın baş edemediği elektronik atık
sorunu haline gelmiştir. Yoksulluğun kol gezdiği az gelişmiş bölgelerde e-atık
çöplükleri yeni bir para kazanma yolu olarak görülmekte ve gün geçtikçe
büyümektedir.
Gana’nın Akra şehrinde yanan siyah dumanlar ve bölgeyi
saran pis plastik kokusu içerisinde insanlar hayatlarını devam ettirmeye
çalışmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin bilgisayar çağına adapte olmasını
isteyen Batı ülkeleri, onlarca yıl boyu Batı Afrika ülkelerine bilgisayar
bağışında bulunmaktadır. Ancak bu iyi niyetli yaklaşım tam olarak amacına
ulaşmanın yanı sıra hayatlarını devam ettirmek sıkıntı yaşayan Afrika halkına
tehlikeli bir sanayi oluşumuna neden olmaktadır. Özellikle Gana halkına
ihtiyacı olandan daha fazla elektronik malzeme gönderilmektedir. Bu da normal
atıktan daha fazla atık oluşmasına o da daha fazla çevre kirliliğine ve
sağlıksız yaşam ortamına neden olmaktadır. Birleşmiş
Milletlerin (BM) çevre programına göre yılda 50 milyon tondan fazla elektronik
atık üretilmektedir. Avrupa bunun yaklaşık yüzde 25’ini geri dönüştürebilmekteyken
geri kalan kısmını ise bağış adı altında az gelişmiş ya da gelişmekte olan
ülkelere göndermektedir. Büyük şirketlerin yasaların esnekliğinden faydalanarak
ucuz donanımları, alt yapısı az gelişmiş olan ülkelere göndermeleri ve bu
atıkların sadece çevre kirliliğine ve insan sağlığına zararlı hale gelmesinin
yanı sıra siber suç kaynağı haline gelmesine de neden olmuştur. ABD Dışişleri
Bakanlığına göre, Gana günümüzde siber suçların en yüksek olduğu ülkelerden
biri haline gelmiştir. E-atık çöplüğünü mesken tutan hırsızların önemli
bilgiler içeren sürücüleri çalmaya başlaması, e-atık çöplüklerinin zararlarının
sadece çevreyle kısıtlı olmadığını göstermektedir. Birleşmiş Milletler e-atık
çöplüklerinin bir nebzede olsa azaltmak için 1989 yılında Basel Anlaşması
hazırlamıştır. Ancak birçok Avrupa ülkesi halen bu anlaşmayı imzalamamıştır.
Örgüt hazırladığı bir raporla çevreye gösterdikleri duyarlılıklara göre büyük
şirketleri listelemiş ve yayınlamıştır. Ancak bu liste çok fazla işe yaramamış
olacak ki halen e-atık çöplükleri ile ilgili elle tutulur bir gelişme
olmamıştır. Şu anda hayatımızı kolaylaştıran birçok elektronik aletin atık
haline geldiğinde hayatımızı nasıl tehlikeye soktuğunu görmekteyiz. Bu durumun
daha da ileriye gitmemesi için büyük elektronik şirketlerinin ve Avrupa
ülkelerinin bir an önce bu duruma bir çare bulmalarını temenni etmekteyiz.
0 yorum:
Yorum Gönder