
Yakın geçmişe baktığımızda yaşanılan
krizlerin çoğunun petrole dayalı olduğunu görüyoruz. Bu konudaki ilk kriz 1973
‘de yaşanmış. Bu kriz sonrası petrol fiyatlarında anormal bir artış meydana
gelmiş bu da sanayileşmiş ülkeleri alternatif enerji kaynakları arayışına itmiştir.
Güneş, rüzgâr, hidrojen, hidroelektrik ve jeotermal kaynaklar buna örnektir.
Doğada sürekli var olan faktörlere dayalı olan bu kaynakların en önemli
özelliği ise yenilenebilir olmaları ve doğaya zarar vermemeleridir. Tükenir
fosil kaynağa alternatif arayışı çalışmaları farklı enerji uygulamalarını da
ortaya çıkarmaktadır. Bu uygulamalarda içinde bazı araştırmacılar ve enerji
uzmanları tarafından ''içinde bulunduğumuz 10 yılın en büyük enerji
inovasyonu’’ olarak adlandırılan kaya gazı ön plana çıkmaktadır.
Son yıllarda
adından çok fazla bahsettiren kaya gazı kayaçların gözeneklerinde yer alan
küçük miktardaki doğal gazlardır. Fakat her kaya, kaya gazı içermemektedir. Bunun
için kayaların belirli özelliklere sahip olması gerekmektedir. Tanımda da
bahsedildiği gibi öncelikle kayaç gözenekli olmalı ve organik malzeme açısından
zengin olmalıdır. Şeyl tipi kayaçlar çok küçük gözenekli ve organik malzeme
açısından zengin tortul kayaçlar olduğundan kaya gazının oluşumuna uygun bir
ortam sağlamaktadır. Bu nedenle kaya gazı şeyl gazı olarak da adlandırılmaktadır.
Başta Amerika olmak üzere, Çin ve bazı Avrupa
ülkeleri konuyla ilgili çalışmalarını sürdürmektedir. Amerika
2000'li yılların başından beri kaya gazı çalışmalarına yönelmiş ve çok sayıda
kaya gazı sondaj kuyusu açmıştır. ABD Enerji Enformasyon dairesi verilerine
göre Amerika, Kuzey Avrupa ve Çin kaya gazı rezervleri yüksek olan bölgeler
olarak görünmektedir. Özellikle ABD’ den sonra Çin’de önümüzdeki beş yılı
planlarken kaya gazını en ön sıralara almış durumdadır.
Dünya enerji devleri arasında yer
alan firmalar kaya gazının çıkarılmasına ait yöntem geliştirmek adına ARGE
faaliyetlerini arttırmış durumdadır. Konuyla ilgili ufak çapta bir araştırma
yapıldığında dahi bu konuda alınmış pek çok patente rastlamak mümkün. Bu da
gösteriyor ki kaya gazı üretiminde çalışan uluslararası firmalar konuya büyük
önem vermekteler. Tabi bu dünya üzerinde açılacak yeni kuyular ve istihdam
anlamına da gelmektedir. Polonya; en yüksek petrollü şeyl ve kaya gazı
rezervleri bulunan bir Batı Avrupa ülkesi olarak gösterilmekte ve dünya
genelinde gaz arayan yaklaşık on iki civarında şirket gelecek birkaç yıl içinde
Polonya’da kaya gazı deneme kuyuları açma taahhüdünde bulunmaktadır. Kaya
gazının petrole dayanan gaz fiyatlandırmasının sonu olabileceği düşünülmektedir.
Çoğu ekonomiste göre başta Rusya olmak üzere, önemli gaz üreticileri, kaya
gazındaki gelişmelerden rahatsız olmakta ve gaz ihracatçıları kendilerini baskı
altında hissetmektedir. Kaya gazının bu ve daha pek çok nedenden pozitif
etkilerinin olacağı düşünüldüğü gibi birde madalyonun öbür yüzüne bakmakta yarar
var.
Kaya gazı çalışmalarını destekleyen
ve gelecekte alternatif enerji kaynağı olarak gören düşünceler karşısında kaya
gazının çıkartılması ve üretimine yönelik çalışmaların çevreye vereceği zararı
sorun olarak gören düşünceler de mevcut. İşte bu noktada kaya gazı nasıl
çıkartılıyor bir göz atalım. Genel
olarak kaya gazı çıkartma yöntemi aşağıdaki aşamaları içeriyor.
1. Teknik olarak hidrolik kırılma olarak bilinen “Fracking” işlemi gaz
taşıyan kaya katmanlarının içinde kırılmalar üretip yeryüzüne çıkarmak için su
basıncını kullanıyor.
2. Bu noktada su öncelikle toprakla ve süreci hızlandırmak için kullanılan
katkı maddeleriyle karıştırılıyor. Bunlar, yer altı su kaynaklarını
kirletmemesi için çelik boruların içinden kilometrelerce aşağıya doğru, gaz
içeren katmanın içine enjekte ediliyor.
3. Yaklaşık
90 gün sonra, kırılma süreci duruyor ve gaz küçük yüzey toplayıcılarının ve
dağıtım ünitelerinin içine akmaya başlıyor. Böylece bu süreç bu şekilde onlarca
yıl devam ediyor.
Kaya gazı sondaj
kuyularının açılımı esnasında ve sonrasında oluşabilecek olası durumlara
örneklerle göz atacak olursak ;İngiltere’ de gazın çıkartılmasına yönelik
kullanılan yöntemler sonucu bölgede küçük depremlerin yaşanması üzerine önce
yasaklanmış fakat daha sonra yapılan değerlendirmeler sonucu tekrar serbest bırakılmıştır.
Fransa’da da çevresel kaygılarla kaya gazı çalışmaları yasaklanmıştır. Amerika’da
karşı gruplar kırılma esnasında kullanılan katkı maddelerinden kaygı duymaktadır.
Fakat İngiliz Caudrilla isimli şirket herhangi bir sağlık problemine yol
açmayan katkı maddeleri kullanarak bu sorunu bertaraf ettiğini vurgulamaktadır.
Örneğin Weeton bölgesinde kullanılan
katkı maddesi, su-kum karışımının yüzde 99,75′i oldukça seyreltilmiş hidrolik
asit, biyosid ve birçok kozmetikte kullanılan kimyasal madde olan poliakrilamid
içermektedir. Düşündüren diğer bir konu da kaya gazı üretim yöntemleri
esnasında büyük ölçüde enerji ve su kullanılmaktadır. Yüksek oranlarda
kullanılan enerji ve suyun çeşitli yollardan çevre kirliliği yaratabileceği
düşünülmektedir. Ayrıca şeyl kayaları hidrolik çatlatma sıvıları kuyu
borularında çok yoğun bulunduğu takdirde bu sıvıların yeraltı su kaynakları
kanalıyla yeryüzüne sızması ve taşınması ihtimaliyeti de bulunduğu çeşitti
kaynaklarda belirtilmiştir. Bununla beraber konunun otoriteleri kaya gazı arama
ve üretme esnasında oluşabilecek olası risklerin bir takım uygulamalarla
bertaraf edilebileceğini belirtmektedirler. Örneğin sondaj kuyularının düzgün
betonlanası ile sızıntıların önüne geçilebilir. Yine yer sarsıntıları çalışmanın
büyük bir titizlikle planlanması ile önüne geçilebilir. Dolayısıyla her konuda
olduğu gibi terazinin her iki kefesini de dolduracak artılar ve eksiler mevcut.
Ama yaygın görüş geleceğin umudu olduğu yönünde.
Dünyada durum
böyleyken acaba Türkiye’ de durum nasıl? ABD Enerji Enformasyon dairesi
verilerine göre Türkiye’de hatırı sayılır bir rezerve sahip. Türkiye, Alp
Dağları ile Himalaya Dağları'nı birleştiren coğrafi yapı üzerinde bulunuyor.
Türkiye'nin Güneydoğu Bölgesi'nde petrol, Trakya'da ise doğal gaz üretiliyor.
Kaya gazının da petrol ve doğalgaz üretimi yapılan dağlık bölgelerde, dağları
oluşturan kayaların gözeneklerinde olduğu biliniyor. Güneydoğu ve Trakya'nın
yanında, Tuz Gölü ve çevresinde, denizlerimizde kaya gazı yatakları olabileceği
tahmin ediliyor. Türkiye’nin ne kadar rezerve sahip olduğu konusunda henüz
kesin olarak bilinmemekle beraber çeşitli kaynaklara göre Türkiye’nin rezervi
13 trilyon, üretilebilir miktarı ise 1.8 trilyon metreküp. Uluslararası arenada çalışmalarını yürüten
pek çok firma tüm dünyada konuyla ilgili yatırım arayışına geçmiş durumda.
Türkiye’ de bu anlamda favori ülkelerden biri gibi görünmektedir. Özellikle
İngiliz- Hollanda enerji devi Shell’ den sonra Exxon’ da TPAO ile anlaşma
imzalama yolunda. Türkiye’ de Maden Tetkik Arama Enstitüsü Konya ve Niğde’ de
bir takım çalışmalar yapmıştır. Kısa dönem için Türkiye’nin enerji sorununa
çözüm getirmese de daha geniş zaman yayılmış projelerle çözümler bulunabilir. Araştırmalar
gösteriyor ki Türkiye her yıl 50 milyar dolardan fazla enerji ithalatı yapıyor.
Kullandığı enerjinin %75'ini, petrolün %92'sini, doğalgazın %98'ini ithal
eden ülkemiz için kaya gazı önemli bir enerji alternatifi olabilir. Düşünceler
kaya gazının enerji kaynağı olarak kullanılmasının, ülkemizin doğal gaz da yurt
dışına ve özellikle de Rusya'ya olan bağımlılığını azaltacağı yönünde artmakta.
Enflasyonun, işsizliğin, cari açığın en büyük nedeni olarak gösterilen enerji
ithalatı, kaya gazının kullanılmasıyla birlikte düşürülebileceği söylemler
arasında yer almaktadır. Ülkemizin herhangi bir yerinde üretilecek kaya gazı,
ülkenin bütün doğal gaz ihtiyacını karşılayabilir ve ilave istihdam
oluşturabilir. Bununla beraber yurtdışında da kaya gazı kullanımının artmasıyla
yeni bir gelir kaynağı bile elde edilebilir.
Sonuç olarak pek çok pozitif yönüyle
geleceğin enerji kaynağı olan kaya gazı gerek enerji fiyatları ve gerekse
enerjide bağımlılık konularında yeni ufuklar açabileceği gibi eğer doğru
şekilde ve oluşturulması gereken mevzuatlara uygun çıkarılmazsa tam tersi doğal
yaşamı kötü bir noktaya da sürükleyeceği görünmektedir.
Jeoloji Mühendisi
Patent Uzmanı
Kaynaklar:
Enerji Enstitüsü
Maden Tetkik Arama
Enstitüsü
Polonya Enerji Politikası
ve Şeyl Gazı (Kaya Gazı) Çıkarılması (Ahmet Cangüzel TanerFizik Yüksek
Mühendisi )
Dünya Gazetesi
U.S. Geological
Survey http://www.usgs.gov/
U.S Energy Information Administration http://www.eia.gov/
0 yorum:
Yorum Gönder