Harekete geçilmediği ve sürekliliğin
sağlanmadığı bir çalışmanın başarıya ulaşması mümkün değilken, bunun önemi
nedense hep sonuç raporu elimize ulaştığı zaman anlaşılıyor.
Olumsuz
bir giriş gibi gözükse de tam tersi bir örneğin ilk adımlarını sizlerle
paylaşacağım. Konumuz, günümüzün popüler konuları inovasyon ve Ar-Ge. Şimdiler
de yenilik olarak dilden dile yayılan ve herkesin mutlaka bir fikre sahip
olduğu inovasyonun, İzmir’in kapısını çalmasından çokta geçmedi. Yüce Google’da
bunu doğruluyor. Google’a baktığımızda, bize arama trendlerini aşağıdaki gibi
bir grafik ile gösteriyor. 2006 yılı sonlarında başlamış olan İzmir’in
‘yenilik’ yolculuğu 2012’de de bizleri yalnız bırakmayacağa benziyor. Peki bu
yolculuk nasıl başlamış, yolumuzu mu kaybetmişiz yoksa istediğimiz yerlere
varabilmiş miyiz? İşte bu sorulara cevap verebilmek için geçen sene
çalışmalarına başlanan ve ilk raporu kısa zaman önce yayınlanan “İZKA Bölgesel Ar-Ge ve Yenilik ve Kapasite Analizi” raporu artık elimizde.
İZKA, İzmir’in
sürdürülebilir kalkınmasını amaçlayan vizyonu çerçevesinde birçok başarılı
çalışma yürütüyor. EBİLTEM uzman olduğu konularda İZKA ile işbirliği içerisinde
bu çalışmalara destek oluyor. “İZKA Bölgesel Ar-Ge ve Yenilik ve
Kapasite Analizi ” raporu da EBİLTEM liderliğinde, İzmir’in ilgili birçok kurum
ve kuruluşunun “İzmir Bölgesel Yenilik Komitesi” adı altında bir araya geldiği bir ekip ile oluşturuluyor.
Çalışmada, ilgili üniversitelerin, birliklerin, organize sanayi bölgelerinin,
serbest bölgelerin, teknoloji merkezlerinin ve kamu kurumlarının da aktif
olarak yer alması ve çalışmayı yönlendirmesi, raporun çıktılarını daha da güçlü
kılıyor.
Tüm dünyada ülkelerin en önemli
amaçlarından birisi ülke sanayilerinin rekabet güçlerinin artırılması yolu ile
toplum refahının yükseltilmesi olarak görülüyor. İZKA, işte buradan yola
çıkıyor ve İzmir’in mevcut durumunu tespit ederek kalkınma stratejilerini
ivedilikle belirlemeyi ve uygulamaya geçirmeyi amaçlıyor.
Rapor
kapsamında mevcut durumu tespite yönelik birçok konu ele alınıyor. Görülen şu
ki artık firmaların ekonomik göstergelerinden ziyade sahip olduğu patentleri,
üniversite – sanayi işbirliğinin varlığı, Ar-Ge destekleri, teknoloji
geliştirme merkezlerinin etkinliği gibi yenilik göstergeleri incelenmeye
başlanmış.
Türkiye
sadece Ar-Ge’ye ayrılan pay ve patent sayısında değil, Ar-Ge ve inovasyona
ilişkin diğer göstergelerde de maalesef üst sıralarda yer alamamaktadır. İçinde
bulunduğumuz çağda tüm sektörlerin rekabet gücünü belirleyen en önemli unsur
olarak yenilik yapabilme potansiyeli gösterilirken İzmir’in mevcut
potansiyelini iyi kullanamadığı raporda açıkça görülmektedir. Birçok girişim,
işbirliği ve başarılı kurum olmasına rağmen gerekli sinerjinin yaratılamaması
İzmir’in istenilen yere gelememesinde baş rolü oynamaktadır.
Bölgesel
Yenilik Stratejisi’nin hazırlanması çalışması İzmir için ilk defa yapılan bir
çalışmadır. Bu özelliği ile hem İzmir hem de Türkiye için bir model çalışma
olarak değerlendirilebilecek bu çalışma, katkısı olan bütün paydaşlar
tarafından benimsenmeli ve oluşturulacak olan strateji sadece kurumların
bireysel çabaları ile değil işbirliği ile sürekli hale getirilmelidir.
İlk
cümleleri hatırlayarak, belirlenecek olan stratejiler sonucunda İzmir için
Ar-Ge ve yeniliğe imkan veren ekosistemin yaratılması, yeniliği teşvik edecek
mekanizmaların oluşturulması ve İzmir’i teknoloji üreten ve ihraç eden bir
konuma getirebilmek sadece İZKA ve EBİLTEM’in çalışmaları ile değil firmalarımızın
da bu değişimi yakından takip etmesi ve desteklemesi ile mümkün olacaktır.
Raporun tam metnine
ulaşarak, incelemeniz sizler için son derece faydalı olacaktır.
Nisan ayında yayınlanması planlanan ikinci raporda da somut adımları sizlerle
paylaşacağım.
0 yorum:
Yorum Gönder