Gelişen dünyada her geçen
gün birçok şey farklılaşmaya başladı. Tüketim, alışkanlıklar, kolaylıklar,
kaynağa hızlı erişim gibi talepler ve faaliyetler, insanların yaşam
standartlarını ve kalitesini belirlemeye başlayan değişkenlerden yalnızca bir
kaçı. Diğer bir taraftan bu taleplerin karşılanması adına harcanan eforun, çevreye
etkileri de rahatsız edici bir hal alma yolunda ilerliyor.
Bir bakıma bunlara bir
çözüm olarak sürdürülebilir kaynak kullanımı temeline dayandırılmış bir kavram
ortaya çıktı, Eco House. Adından da anlaşılabileceği gibi ekolojik düzene
yandaş ortamlarda yaşama olanağı sunabilecek yapılanma olgusudur aslında. 2000
lerde ortaya çıkan ve hızlı bir yükseliş ve kabullenme ivmesi gösteren bu
kavram ve uygulama, kişilere çevre dostu ve doğal bir yaşam alanında
hayatlarını sürdürebilme olanağı sunmaktadır.
Bu yapılanmalar
- Eğimli arazilerde kullanılabilmekte.
- Yalıtımlarının iyi olabilmesinden kaynaklı havayı içerde tutma adına son derece etkili.
- Yapıların içinde doğal bir hava sirkülasyonu ve doğal aydınlanma sağlayabilmekte.
- Yapımında geri dönüşümü mümkün (kerpiç, saman) malzemelerin kullanılabilmesine olanak sağlamakta.
- Fotovoltaik ve solar paneller yardımıyla ihtiyaç duyulan enerjiyi üretebilmekte.
- Bünyesinde bulunabilen tanklar sayesinde suyu depolayabilme imkânı sunabilmektedir.
Eco Houselar, kullanıldığı malzeme
açısından standartlar yapılardan farklı bir duruş sergiler. Geri dönüşümlü ve
ağırlıklı olarak kompozit materyal kullanımı, bunları temin etme konusunda
faaliyet gösteren firmaların veya firmalar içinde bir işkollarının oluşumasına
sebep olmuştur. Günümüzde sadece söz konusu yapıların inşası için malzeme
üretimi yapan firmalar dahi bulunmaktadır.
İsminde “House“ olmasından
kaynaklı Eco House ları sadece bir bina veya ev olarak algılanmaması
gerekmektedir aslında. Zira mimari yapılanmasının yanı sıra, bünyesinde kendisine
ait bir felsefeyi ve tarzı barındıran bir yaklaşımdır. Mevcut şehir
merkezlerinde bulunan bazı yapılar bu felsefeye uygun restore edilmeye başlandı
bile. Kişiler bütünsel olarak olmasa da kısmen bu yaklaşımın bir ucundan
yakalamaya çalışmakta. Yaklaşımın totalde etkilerini, evsel atıkların
azaltılması, enerjinin ve suyun tasarruflu kullanılması ve çevreye duyarlılığın
artırarak kaynakların sürdürülebilirliğini sağlaması şeklinde sayabiliriz.
Çevre bilincinin her geçen
gün artması veya diğer bir deyişle artması gerekliliği, insanları bu tarz
uygulamalara itmekte. Zira çevreye
verdiğimiz zararlar artık göz ardı edilemez bir hale gelmiştir. Dolayısıyla da
enerjinin, suyun, sağlıklı yaşam alanlarının, korunması ve kullanılmasın
noktasında herkesin sahip üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi
gerekmektedir.
Kaynaklar:
0 yorum:
Yorum Gönder