ShareThis

11 Nisan 2012 Çarşamba

Kalabalıkların Gücü - CROWDSOURCING

Crowdsourcing kavramı da nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim. Ancak bu konu hiç yeni sayılmaz, ülkemizde de bu model üzerine çalışmalar, girişimler başlamış durumda. Ünlü Wired dergisinin editörlerinden Jeff Howe’ nin 2006 yılında yayınladığı bir makalesinde ele aldığı bu konu o günden sonra crowdsourcing olarak literature geçti. Crowd (kalabalık) ve Outsourcing (bir işin alanında uzman başka bir firmaya yaptırılması) kelimelerinden oluşan Crowdsourcing; toplulukların ortak bir iş yapması, fikir üretmesi ya da firmaya ait bir problemin topluluklar tarafından çözülmesi olarak tanımlanabilir.  Temel olarak crowdsourcing için, köylerde uygulanan ve hepimizin bildiği imece usülü dayanışma-üretme-  modelinin dijital dünyada doğan çocuğu diyebiliriz.

Aslında “Crowdsourcing” modelini uzun zamandır tanıyoruz biliyoruz ve kullanıyoruz. Neredeyse her gün kullandığımız Wikipedia, ekşi sözlük, IMDB, iStockphoto gibi araçları bu modelin en basit örnekleri olarak gösterebiliriz. Windows işletim sistemine rakip olabilecek düzeyde gelişim gösteren ve bugün birçok bilgisayar kullanıcısı tarafından tercih edilen Linux işletim sistemi de bu modelin bir ürünüdür.

Firmalar, Crowdsourcing yaklaşımı ile yenilikçi fikirlere ulaşarak üretkenliklerini arttırabiliyor, aynı zamanda ar-ge ve işçilik gibi maliyetleri minimum düzeye indirebiliyorlar. Firmalar bu model ile çözüm bulmakta güçlük çektikleri problemleri, farklı bakış açısına ve tecrübeye sahip kalabalıklar ile çözüm bulmaya çalışıyorlar. Çözüm üreticiler ise bu sayede hem kendilerine tatmin edici bir mali kaynak yaratıyorlar hem de o projenin bir parçası oluyorlar..

Google arama trendlerine baktığımızda Crowdsourcing üzerine yapılan aramaların dağılımını bir sonraki sayfadaki grafikte görebiliriz. Görünen o ki, Crowdfunding modeli de (kalabalıkların katkısı ile projelerin fonlanması ve hayata geçirilmesi modeli)  yavaş yavaş canlanmaya başlamış. Aslında bu model üzerine kurulu sistemler olmasına rağmen proje fonlama işi ülkemizde henüz filizlenme aşamasında. Türkiye’de de bu konuda bildiğim bir girişim mevcut.


Crowdsourcing.org’ un yayınladığı 2011 yılının en önemli teknoloji trendleri infografiğinde crowdfunding modelinin yükselen bir değer olacağı öngörülmüş. Konu ile ilgili, aşağıdaki uygulamaya geçen girişimlere göz atacak olursak, tahminlerin boşa yapılmadığını görebiliriz .


|diğer platformlar|

(Kaynak: http://www.scribd.com/doc/68022007/Crowd-Power-Letting-the-Crowd-Fund-Your-Small-Business)

Bu konu üzerine yapacağım son birkaç yorum da, platformlar üzerinden çözüm fikirleri paylaşanların hakları üzerine olacak. Crowdsourcing modelinde sorgulanması gereken olgu, fikri hakların korunması ve uygulama aşamasına geçen fikirlerden elde edilecek gelirin fikir sahibi ve firma arasında nasıl paylaştırılacağı. Fikirlerin gönderilmesi aşamasında işaretlenen o küçük puntolu “I Agree with all terms….” ile başlayan cümleleri ve eklerini iyi okumak gerekiyor. Her platformun yapısı itibariyle fikirlerin ticari kullanımı sonrasında elde edilecek gelirin paylaşım modeli farklılık gösterdiği için, fikrinizi paylaşırken dikkatli olunuz. Örnek olarak DELL IdeaStorm’a fikirlerinizi gönderirken herhangi bir hak iddia etmeyeceğinizi peşinen kabul ediyorsunuz:

“I agree to the IdeaStorm Terms of Service and Code of Conduct and understand that by submitting any ideas or comments, Dell and its designees can use my ideas and submissions in any way they see fit without notice, attribution or compensation to me, pursuant to the Terms of Service.”

Dikkat etmekte yarar var.
Fikriniz bol olsun…

(Not: Tam ve kısa bir Türkçe karşılığı olmadığı için yazının tamamında Crowdsourcing kelimesi orijinal haliyle kullanılmıştır.)





0 yorum: