ShareThis

11 Nisan 2012 Çarşamba

Fikirden Ürüne Giden Süreçte Üniversitelerin Rolü

“Türkiye’deki Teknoloji Transfer Ofislerinin (TTO) rolleri hakkında sağlam bir münazara dinliyorum. Acaba 30 yıl önce Amerika’daki münazara da buna benzer miydi?”
 Bu soru 28 Şubat 2012 günü Ankara’da gerçekleştirilen seminerde Amerikalı bir TTO yöneticisine ait.

Yukarıda sorulan sorunun yanıtı araştırılabilir ancak şunu söyleyebiliriz ki Türkiye’de yıllardır oluşturmaya çalıştığımız yapılar için artık daha olumlu bir ortam var; zira devlet kanadının da durumun önemini kavradığını görmek mümkün. Öyle ki artık Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kararları Üniversite Sanayi İşbirliği sürecini destekleyecek kurumları belirlemek yönünde alınıyor: TÜBİTAK ve YÖK. ²

Bu yazıda TÜBİTAK ve YÖK dışında 53 farklı kurum ve kuruluşun katıldığı 27-28-29 Şubat 2012’de Ankara’da ÜSİMP ve ARTEV önderliğinde, AUTM’un değerli katılımı ile düzenlenen seminer ve çalıştaylarda konuşulanları ve değerlendirmeleri aktaracağım size. Genel başlıklar altında toparlayacak olursak TTO’ların yapısı ve kuruluşu, yönetimi, sunacağı hizmetler ve görevleri ile işlerliğinin sağlanması ve sürdürülebilirlikleri olmak üzere 4 ana tema konuşulmuştur.

Bence, 3 günün en önemli çıktısı; mevcut durum farkındalığının yaratılmış olması ve dünyada başarılı olmuş 3-5 örneğin incelenip ülkeye uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuydu. Katılımcılar da bu konuda hem fikir olduklarını belirttiler. “Bul – İşlet” modeli yerine sadece Türkiye için değil farklı bölgeler için uygun olan “Yap- İşlet” sisteminin benimsenecek olması sevindirici.

Kurulacak ofislerin kamu – üniversite ve özel sektör kuruluşlarının birlikte etkin bir şekilde çalışabilecekleri yapıda oluşmasının başarıya giden yolda önemli bir adım olduğu ve bu sebeple farklı paydaşların yer aldığı “konsorsiyum” yapılanmasına gidilmesi gerekliliği saptanmıştır.

Bir o kadar önemli çıktı da TTO’ların en azından kısa vadede kar getirecek yapılar olmadıklarının dile getirilmesidir. Bugün TTO’ların en başarılı ülke olduğu ABD’de bile kar eden TTO sayısı oldukça azdır.3 Dolayısı ile karlılık konusu bir kenara bırakılıp ülkemizdeki TTO’ların 3 ayak üzerine kurulması gerektiği ortaya konmuştur.

· İlgili bölge ve üniversitelerde Fikri Mülkiyet Hakları (FMH)
· sahipliğine ilişkin kuralların belirlenmiş olması,
· Bölgede TTO’lar için potansiyel olması ve gerekli olan işlevlerin sağlanabilmesi,
· Yerel ve ulusal risk sermayesi ve tohum sermayesi gibi inovasyonun finansmanını sağlayacak mekanizmalar oluşturularak teknoloji transfer zincirinin tüm halkalarının tamamlanabilmesi.

Yazının başında da belirttiğim gibi, devlet artık konuyla daha yakından ilgili, ancak devletin yönetim aşamasında çok da işin içinde olması arzu edilmemiş gibi görünüyor. Katılımcıların ana görüşü TTO yönetiminin esnek olması, dolayısı ile devletten beklenenin sadece “kolaylaştırıcılık rolü” olması ve yasal düzenlemelerin, kısıtlamadan ziyade teşvik edici unsurları ön plana çıkartan özellikte olmaları gerektiği yönünde. Aynı zamanda, devletin TTO’lara finansal destek sağlaması ise tartışmasız herkesin ortak fikridir. Çalışmalar sonunda kazandırılacak katma değerin yine devlete fayda sağlayacağı göz önünde bulundurulursa kurulum aşamasında devlet desteği almaları,  kar edene kadar değil, kendine yeter hale gelene kadar yıllar içinde kademeli şekilde destek oranının azaltılması görüşü kabul edilmiştir.

Konu ile ilgili olarak devlet desteği alan TTO’ nun bu desteği hak edip etmediğinin ölçülebileceği nicel ve nitel performans kriterleri (patent sayısı, lisans gelirleri, işbirliği alışkanlıkları, kültürü vb.) belirlenmesi ve devlet desteği aldığı sürece vereceği hizmetleri ücretsiz olarak yerine getirmesi gibi unsurlar da öne çıkmıştır.

Bir başka önemli konu da TTO bünyesinde çalışacak personelin durumu oldu. İstihdam edilecek personelin profesyonel olarak sözleşmeli çalışması gerekliliği, akademik bir pozisyonda bulunmadan çalışanın %100 enerji ve zamanını işine adayacağı düşüncesi ile belirtilmiştir. Aynı zamanda personelin 4691 sayılı kanun hükümleri kapsamında çalıştırılması ve istihdam edilenlerin “araştırmacı personel” olarak kabul edilmesi ve kısmi zamanlı görevlendirilecek akademik personelin TGB Kanunu ile tanınan istisnalarından yararlanması çalıştay katılımcılarının önerileri içerisinde yer almaktadır.

Diyelim ki şartlar oluştu, bölge teknoloji üretmeye hazır, devlet gerekli desteği sağladı, uygun çalışanlar bulundu peki ne yapacak bu TTO’lar? Toplantının önemli bir bölümünde de bunlar konuşuldu. Genel anlamda TTO’ların bölgesel yapılandırılması gerektiği kararlaştırılınca faaliyetler de buna göre değişkenlik göstereceğinden hizmetlerin ne olacağı değil ne olmayacağı tartışıldı: hizmetler sadece lisanslama ve teknoloji transferi ile sınırlanmamalı, finans desteği vermek değil finans desteklerine ulaştırmak hedeflenmeli!

TTO’ların, öncelikle iletişim ve güven sorununu ortadan kaldırmaları ve bunu başarmanın en kolay yolunun ise başarı örnekleri yaratmaktan geçtiği ortak fikir olarak ele alındı. Güven yaratıldıktan sonraki adımlarda ilgi yaratılması ve maliyetin azaltılması gibi konulara odaklanılırsa daha çok talep yaratılabileceği belirtilmiştir. Son aşama olarak ise somutlaştırma üzerinde durulmuş, fikrin gerçeğe dönüştürülmesinde TTO’larca tam destek sağlanması gerektiği vurgulanmıştır.

Öyle görünüyor ki; katılımcılar 3 günlük yoğun toplantılar boyunca yapılan beyin fırtınasında ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Şimdiye kadar bu konu hakkında yapılmış en verimli, en geleceğe dönük ve uygulanabilir toplantılardan birine katılım gösterdiler. Toplantı sonunda eminim, ABD’den katılan TTO Yöneticisi Vicki Loise’te, Türkiye’nin daha gidecek yolu olsa bile, ABD’de 30 sene önce yapılmış olan toplantılardan çok daha ileri bir farkındalığa sahip olduğunu görmüştür.

------------------------------------------------------------------------------------------------------
1: Listening to a vigorous debate about the roles of TTOs in Turkey. Wonder if the debate was similar in the U.S. 30 years ago? http://twitter.com/#!/vloise
3: AUTM yetkililerince ifade edilmiştir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------



0 yorum: